'' Cemil Meriç '' ; İdealist Yazar ve Sosyolog

'' CEMİL MERİÇ '' GÖZÜ GÖRMEYEN AMA İLERİYİ GÖREN BİR ENTELEKTÜEL YAZAR 



Cemil meriç
- Gözü Görmeyen Ama İleriyi Gören Bir Entelektüel Yazar '' Cemil Meriç '' - 



CEMİL MERİÇ KİMDİR ?

1916 yılında Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde doğan yazar , aydın , sosyolog . Ailesi Balkan göçmenidir . Balkanlardan gelen aile İstanbul üzerinden Hatay'a geçer ve yerleşir ..


Eski insanlar çocukları doğduğunda kuran-ı Kerim'e doğum tarihlerini atarlarmış ve Cemil Meriç Bey'in de babası bu büyük fikir adamının doğum tarihini yazar Kutsal Kitabımıza ..


Bir başına ve dışlanmış bir çocukluk geçirir bir çok göçmen çocuğun yaşadığı gibi . Belki de bir çoğumuzda olduğu gibi kitaplara sarılır o da . Ve henüz 4 yaşında iken okumayı öğrenir ..


İleride görmesine mani olacak gözleri henüz o yaşlarda miyoptur. Kendi cümleleri ile
babasını ; Hayata küsmüş , az konuşan , eski bir yargıç olarak , Annesini ise ; Mızmız ve hasta bir kadıncağız olarak tarif etmiştir ..


Lise yıllarında gittiği Antakya Sultanisinde farklı kültürlerden beslenmiş , Ermeni hocaları olmuş ve o dönem Fransa himayesinde olan Antakya'da Fransızca okutulduğu için Fransız edebiyatını da tanıma fırsatı bulmuştur ..


1933 yılında yerel gazete olan '' Yenigün '' gazetesinde ilk yazısını yazar . Ve devam eden yazılarında Fransızlar tarafından mimlenmiş ve Lise diplomasını alamamıştır . Üzerine bir de gözleri daha çok bozulmuştur ..


Bundan 3 yıl sonra İstanbul'a gelen yazar , Nazım Hikmet ve Kerim Sadi ile tanışma fırsatı bulur . Açlık ve sefaletle geçen bir yılın ardından memleketine dönmek zorunda kalır ..


Nisan 1939 yılında Polis Cemil Meriç'in evini basar ve 300 civarı kitabına el koyar . Ardından yargılanır ve cezaevine konur . Suçu ise Komünizm propagandası yapmaktır . Hakkında İdam talep edilmektedir ..


Yine kendi ifadeleri ile korktuğu için sustu dedirtmemek için mahkemede Marksist olduğunu haykırır hem de daha tek bir işçinin elini sıkmadan ..


Hapishaneden çıktıktan sonra bir daha geri dönmemek üzere Hatay'dan ayrılır Meriç . Yine rotasını İstanbul'a çevirmiştir . Fakülte yaşamına devam eder ancak o fakülteden daha donanımlıdır . Ve hocaları ona okula ihtiyacı olmadığını söylemektedir ..


Gitgide gözleri görmez olduğunda dahi masasının üzerine sandalyeyi koyup ampule yakın olarak kitap okumaya devam ettiği bilinmektedir . En büyük sevdası da '' Balzac '' tır .



1942 yılında bir diğer büyük sevdası olacak olan Fevziye Menteşeoğlu ile tanışır . Ve çok geçmeden evlenir . Birisi Fransızca öğretmeni diğeri Coğrafya Öğretmeni olarak Elazığ'a tayin olurlar ..


Açlık ve sefalet yıllarını beraberce burada yaşarlar . İkinci Dünya Savaşı yıllarıdır ve hem ekonomi hem hastalıklar sıkıntı yaratmaktadır. Hatta Fevziye Hanım iki çocuğunu da düşürmüştür ..


Ama yılmayan ve sabırlı bir fikir adamıdır o . Sırasıyla
Dünya , Amaç , Yurt
gibi dergilerde eleştirileri yayınlanır . Çeviri de yapmaya başlamıştır aynı zamanda ..


Ardından üçüncü çocuğu hamile kalan eşi ile beraber İstanbul'a döner . İşini bırakmış ve sadece çeviri yaparak para kazanmaya başlamıştır . Ve 1945 yılında ilk çocukları Mahmut Ali dünyaya gelir ..



Cemil Meriç ve Kızı Ümit
- Cemil Meriç ve kızı Ümit Meriç - 



Bir sonraki yılda kız çocuğu dünyaya gelir çiftin adını Ümit koyarlar ..





Tek partili dönemin son safhalarında Türkiye'nin batılılaşma süreçlerini yakından izler ve daha sonra yazacağı bir çok kitabın temel motifini oluşturur ..


1954 yılında Çatalca'da ailecek arkadaşlarına yemeğe giderler . Dönüş sırasında merdivenlerden inerken Cemil Meriç son basamağı göremez ve sendeler ardından tamamen göremez hale gelir ..


Ancak bu yıllardan sonra daha çok çalışarak daha çok eser kazandırır edebiyatımıza . Benim okuduğum ilk Cemil Meriç eseri olan İlk Sosyolog , İlk Sosyalist Saint Simon kitabı'da bu eserlerden birisidir ..


Yazarın ; Bu ülke , Umrandan Uygarlığa , Mağaradakiler , Işık Doğudan Gelir , Sosyoloji Notları , Kültürden İrfana , Kırk Ambar ve Jurnal en önemli eserleridir . Ve ayrıca şiddetle öneririm .. ( KİT
AP YURDU sitesinden ulaşabilirsiniz )





Bence Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli sosyologtur . Çünkü Ziya Gökalp ve Prens Sabahattin ideoloji çemberine hapis olmuş iken o , '' İdeoloji deli gömleğidir '' demiş ve toplumcu bir yapı hayali kurmuştur ..



SOSYAL MEDYADAN BENİ TAKİP ET 


👉 FACEBOOK 

👉 İNSTAGRAM 

👉 TWİTTER 

Yorumlar