Kitap Ve İnsan 🕮
S
Kitabın içinde yer alan her bir satır başka bir insanın zihninden, gönlünden kopup gelmiş bir düşüncedir. Bu sebeple kitaplar insanın insanla konuşmasını sağlar, belki de hayatı boyunca hiç göremeyeceği bir kişiyle, hiçbir zaman konuşamayacağı bir kişiyle… Yani kitap sadece okuma işlevini değil zihinlerin birbiriyle konuşma işlevini de görür..
Son sayfa bitip arka kapakla göz göze gelince ise kısa bir an nefes alamayabilirsin, yanında nefes aldığın bir kişi daha olmadığı için. Böylelikle satırların içinden çıkar gerçekle yüzleşirsin. Aslında satırlara dikkatle baktığında gerçek yaşamdan bir kesit sunduğunu görürsün. Bu da kitapların kaçınılmaz sona kişiyi hazırlama şeklidir.
Her satır kişiyi yaşamdan mı koparır peki?
Tabi ki HAYIR !!
Kimi satırlarda vardır ki insanı dünyanın merkezine yerleştirir ve her insanın kendisine bakmasını sağlar. Bu kitaplar kişiye kendini anlatan, kendini öğreten kitaplardır. Evet, insan en çok kendini tanıması gereken yerde en az tanıdığı kendisidir. Bu yüzden bu görevi kitaplar almıştır. Her bir cümlesinde durup insanın kendisini çözümlemesini sağlar. Zaten toplumu oluşturan her bir birey kendini kitapların yaptığı gibi çözümlese toplum sorunları ortadan kalkacaktır. Bunu yapamayan insana kitaplar çaredir ama yine de her insana değil. Zira insanların kendini kendine anlatan kitapları okuması kendi seçimlerine kalmıştır. Dünyada böyledir; dünyayı yaşamak isteyenler dünyayı anlamaya çalışırlar ama dünyada yaşamak isteyenler yalnızca dünyayı yaşarlar…
Bazı kitaplarda tarih gezisi yaptırır, her satırı tarih kokar, her satır bir tarih yazar. Gelecekten umudu olmayanlarında sık sık uğradığı bir menzildir, geçmiş. Bu yüzden sık sık uğrak noktası haline gelir. Yine insana kendini, kendi geçmişini öğretir bu kitaplar. Ama en çok nereden geldiğini hatırlatır, böylece nereye gideceğini, gidebileceğini gösterir insana.
İnsana yaşama umudunu sağlayan, ruhunun sesini kulaklarında çınlatan kitaplar da mevcuttur. Bu kitaplar tıpkı yemeklerin mideyi doyurması gibi ruhun gıdasını oluşturur. Ki ruhunun sesini duyamayanlar ruhunun açlığını da fark etmedikleri için yabancıdır bu kitaplara. Ya da yaşamaya dair inancı kalmamıştır ve o inanca dair de ümidi yoktur bu kitaplarla tanışmamış insanlarda.
Öyle ya “iyi bir okur olmak hayat okur yazarlığımızı artırır.”
(📖: Tuğba Akbey İnan - Bir Gün ya da Bir Günden Daha Az)
Yorumlar
Yorum Gönder
Görüşleriniz Bizim için önemlidir . Lütfen Paylaşın ..