Beyaz Türkler Küstüler - Kitap Konusu ve Özeti

 

'' BİZ OYUNU KAYBETMEDİK SADECE VAKİT YETMEDİ ''




Kitap ve Gözlük
- Kitap İncelemesi - 



Yayınevi : Everest Yayınları 
Sayfa Sayısı : 455 sayfa 
Yayın Tarihi : 2013 



NOT : Bu kitap 1992 yılında başlayan '' Or'da kimse var mı ? '' serisinin beşinci kitabı ( 
Viva La Murte ,  'Nuke' Türkiye, Valla Kurda Yedirdin Beni! , O.K. Musti Türkiye Tamamdır ) olarak çıkmıştır ..




OKUNMASI GEREKEN BİR KİTAP 




K endine ait bir edebi dili ve sohbet tarzındaki yazı dili ile bir kuşak çatışmasını en iyi anlatan yazar kimdir diye sorsanız bu kitabı okuduktan sonra kesinlikle bu soruya cevabım Alev Alatlı olur . Hem olay örgüsü , hem de karakterlerin toplumda karşılık buluyor olması , bana göre edebiyattaki en önemli unsur olan doğallığı yansıtıyor . Kitabı elime alıp okumaya başladığım her an , Türkiye'nin sosyal ve siyasal yaşamından biraz haberi olan herkesin '' Evet ya Hakikaten öyle '' dediği bir girdaba kapıldım ..

Hikayenin alt metni  '' Beyaz Türkler '' kavramının izahı . Peki kim bu Beyaz Türkler ? diye sorarsanız ..

En kısa şekli ile Elit ve seçkinler sınıfı diye tabir etmek yanlış
olmaz . ( Bu tabir bir dönem Erdoğan'ın ; Hayvanlarınıza sahip çıkın Beyaz Türkler .. demesi ile de gündeme gelmiştir . ) Ve yazar bu kitabında '' kendince elit sınıfın '' , kendi içerisinde yozlaşmışlığını ve kopukluğunu anlatıyor ..


Kitap 4 bölümden oluşmakta ..

1 . Bölüm - KIRMIZI HALI PAÇOZLUĞU 
2 . Bölüm - THE SECRET 
3 . Bölüm - ORİJİNAL BEYAZ TÜRK
4 . Bölüm - KIŞ ÇOCUKLARI 



Alev Alatlı
- Alev Alatlı - 



- Hikayenin ana kahramanları ; Prof .Mehmet Sedes ve İkinci eşi Meral , Günay Rodoplu , Meral'in annesi Mübeccel Atiye ( Mübeccel Hanım , Behice Boran gibi ünlü Sosyalist isimlerin okuldan arkadaşı . )  Mübeccel hanımın torunu Melis ve onun arkadaşı Semih . 



Bu yazıyı yazmaya karar verdiğimde, beni bu kitapta çokça güldüren bolca düşündüren bir çok konu olduğunu fark ettim . Bunların başında hikayenin hoppa ve burnu havada kızı Melis'in Çirkince'de ( Sabahattin Ali , Sırça Köşk kitabında burayı anlatır . ) Ermeni bir işadamının kentsel dönüşüme giren ve yıkılması kararlaştırılan yapılarını korumaya çalışması ve arkadaşları ile oraya gidip eylem yapması , Büyükannesi Mübeccel hanıma
 '' Mücüşçüm '' diye hitap etmesi ve karanlık odada oturup yoga yapıp ailesine bu konuda ahkam kesmesi , uzak doğu felsefesini ve İslam felsefesini kendince yorumlaması  beni okurken çok eğlendirdi ..






KİTAPTAN ALINTILAR 

Kitabın içinden etkileyici bulduğum ve altını çizdiğim cümleleri de sizlerle paylaşmak istiyorum ;

'' Ölümüne sevecek kadar Türk müyüm , o tartışılır ama susamayacak kadar Batılı değilimdir çok şükür . ''

'' Tarih bize en görkemli eserlerin en ağır baskı dönemlerinde üretildiğini gösterir . '' 


'' Halkın dini değerleriyle karşı karşıya gelmeyen sol liderler olabiliyor . ( Chavez için ) '' 


'' Önce Komünistler için geldiler ve ağzımı açmadım , Çünkü bir komünist değildim . Sonra sosyalistler için geldiler ve ağzımı açmadım , çünkü bir sosyalist değildim . Sonra sendikacılar için geldiler ve ağzımı açmadım , çünkü bir sendikacı değildim . Sonra yahudiler için geldiler ve ağzımı açmadım , çünkü bir yahudi değildim . Sonra benim için geldiler ve baktım benim için ağzını açacak kimse kalmamıştı . ( Martin Niemöller ) '' 



'' İsrail'in Arap vatandaşlarını toplumsal meselelerle uğraşmasınlar diye matematiğe ve mühendisliklere yönlendirdiklerini bilirsiniz değil mi ? ''  


Kitabın son sayfalarında bir devrimcinin ağzından devrimcinin nasıl olması gerektiğini çok güzel açıklıyor yazar ; 

'' Sıradanlıktan kaçınmak , halka , insanlara yukarıdan bakmak , burjuva ideolojisinin bir yansımasıdır . Devrimcinin , hangi düzeyde , hangi konumda , hangi yaşta olursa olsun , ne kadar okumuş olursa olsun , halktan öğreneceği çok şey vardır .. ''



 Kitabın son bölümünde Mehmet Bey'in şiir hakkında ağzından çıkan sözler bir hayli etkileyici oluyor ; 

'' Ne şiiri cancağızım şiir öldü . turbo kapitalizm şiiri öldüreli en az 30 yıl oldu . Bilmem hatırlar mısınız , 2003 yılındaydı , Kuzey Amerika'da şiir kitaplarının satış ortalamaları 300-500 aralığına düştüğünde , Newsweek dergisi şiirin ölümünü resmen ilan etti . Bir de cenaze merasimi düzenlediydi . Tabutu reklamcılarla şarkı sözü yazarları birlikte kaldırdılar . Şiirin , Tv dizileri , Facebook , Youtube arasında koşuşan neslin işi olmadığı açık . Tetebbu kelimesi dilden düşmüşken , şiir ne ? ''

Yorumlar